Evett arkadaşlar dökülün bakalım eteklerinizdeki taşları :)
haydi buyrun er meydanına :)
sizin de anlatacak pek çok şeyiniz vardır mutlaka ama birini seçmeli ve bu sobeye hakkıyla cevap vermelisiniz sefgili Kuaybe, Firdevs ve Ayşe Şule bide bide şimalşimal :) ben de yascam ben dee
buyrun efenim buyrunn...
NOT : yazı içinde link vermeyi beceremiyorum hala, sefgili Kuaybe help mee, plizzz :)
Evlilik bir sanattir. Izdivaclari kisa süren, huzursuzluk yasiyan ciftleri görmek hem hepimizi üzüyor, hem de bunu hakli cikariyor.. İzdivac müessesesinin devami ve bekâsi, aslinda cok da zor degil.
Iste yasanmis ornekleri ile sirdan bir demet...
Ben canlı çiçekleri çok severim. Eşim, bu özelliğimi iyi bilir ve her fırsatta bana çiçek getirirdi. Ben de çiçekleri özenle kurutur ve evin farklı yerlerinde dekor olarak kullanırdım. O gün aramızda bir tartışma geçti. Ben çok kızmıştım. Eşim evde yokken bana getirdiği tüm çiçekleri toplayıp kapının önüne attım. O sabah kapıda onları göremeyince içim sızladı. Bir kızgınlık anında özenle koruduğum çiçekler şimdi çöp kutusundaydı. Çok pişman olmuştum. Aradan günler geçti. Bir gün eşime kapıyı açtığımda onu ellerinde, attığıma pişman olduğum çiçeklerle karşımda buldum. Onlara asla kıyamamış ve arabamızda saklamış. O günkü şaşkınlığımı ve büyük mutluluğumu tahmin bile edemezsiniz... A. Çolak
--------------------------------------------------------------
Birgün eşim bana bir paket uzattı. iki tarafı kurdeleyle bağlanmış büyük bir şeker görünümündeydi. Heyecanla paketi açtığımda, ahşap, minyatür bir sandıkla karşılaştım. Sandığı gördüğüm zaman içinde beni nasıl bir hazinenin beklediğini düşünüyordum. Halbuki böyle bir sürprizi yapan eşimin varlığı bile benim için en büyük hazineydi.. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra sandığı açtığımda, sandığın kapağının iç tarafında gökyüzünün ve yıldızların arasında bana ait resmi gördüm. Eşimin zaman ayırıp bilgisayarda hazırlamış olduğu bu resim, görülmeye değerdi. Ben heyecandan sandığın içinde ne olduğunu görememiştim. Sandığın içinde rengarenk şekerler ve benim en çok sevdiğim çikolatalar, üzerindeki kırmızı gül, eşimin bana vermiş olduğu en değerli çiçekti. Bu güzel tabloyu görmek için sandığı kapatıp tekrar açtım. Sandıktaki şekerleri karıştırıp hangisini daha önce yemem konusundaki kararsızlığımı gidermek isterken, şekerlerin alt kısmındaki küçük kırmızı kutu dikkatimi çekti. Kutuyu ikinci kez gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra açtım. İçinde, yağmur damlalarını andıran çok zarif bir künye olduğunu gördüm. Yanımda duran eşim titreyen ellerimi tutup, bileğime künyeyi takarken hiçbir şey söyleyemedim. Sandığa bir daha baktığımda küçük pembe bir kağıda yazılmış notu ancak farkedebildim: Sen hepsinden daha tatlısın! O an gözlerim her şeyi anlatıyordu!.. Elif G. C. / Kırşehir
------------------------------------------------
Eşiyle tartışmayan hanım yoktur sanırım, hayat böyle acı tatlı günlerle geçer hep... Eşimle böyle bir tartışma yaptıktan sonra ailemin yanına tatile gitmiştim. Tüm tatilim boyunca çok kararlıydım, kesinlikle taviz vermeyecektim. Hemen barışmak yoktu, arada bir aileleri üzmemek adına yapılan telefon konuşmaları vardı sadece. Evet böyle de yaptım, dönene kadar ciddiyetimi ve mesafemi korudum. Tatil dönüşü eşim beni terminalde karşıladı. Tabii gayet resmiyiz bu arada. Eve geldim yatak odamıza doğru ilerledim. Beni neyin beklediğinden habersiz olarak girdim odaya. Aman Allahım bir de ne göreyim; eşim bütün tavana misinalarla tek tek fosforlu, parlayan yıldızlardan yerleştirmiş. Yatağımıza sarı papatyalar serpmiş (bana papatyam der). Biz Tweety ve Slyvester hayranıyız (eşim kedi olanı bense sarı civciv), işte onların resimlerinin olduğu bir oyuncak topu da yastığımın üzerine koymayı ihmal etmemişti. Topun üzerinde de bir not vardı: Bak! Kötü kedi yine minik Tweetyyi kovalıyor. diye yazıyordu... İşte geldik işin en duygusal kısmına. Tavandaki bütün yıldızlardan çok uzak bir köşeye asılmış küçük bir yıldızın üzerinde bir not daha vardı. Notta şöyle yazıyordu: İşte bu da karısının ve kimsenin istemediği yalnız yıldız: ben. Bu cümleyi okuduktan sonra yumuşamamanın imkanı var mı sizce? Hemen oracıkta sarıldık ve barıştık. Sonrasında ise günler boyunca uykudan uyanıp evin kapısını açtığımda tek bir kırmızı gülle karşılaştım. Sanırım bu hayatımda yaşadığım en güzel sürprizdi... Bundan sonra ne mi oldu? Aslına bakarsanız tartışmalar yine sürüyor ve sürecek de çünkü bu hayatın ta kendisi. Yapılan bu sürprizin bir benzerini bilmem kaç sene sonra bir daha yaşarım? Umarım çok sürmez Serap K, Kayseri
----------------------------------------------------
29 yaşında, 6 senelik evli ve 5 yaşında bir kız çocuğu annesiyim. 1999 yılında henüz 1 yıllık evliyken, birgün ablama gitmiştim. O zaman 1,5 yaşında olan yiğenim bisiklet için ağlıyordu. Ablamlar da o sıralar ekonomik sıkıntı içindeydi ve bisiklet alamıyorlardı. Yeğenimi çok sevdiğim için bu olay beni çok üzmüştü. Akşam durumu eşime anlatınca o da çok üzüldü.. Ertesi gün eşimle işten eve döndüğümüzde salonda bir hediye paketi gördüm ve çok şaşırdım. Paketi görünce çok güzel bir bisikletle karşılaştım. O anki sevincimi inanın anlatamam. Eşimin boynuna sarıldım ve ne kadar şanslı olduğumu bir kere daha tekrarladım. Daha sonra bisikleti yeğenime verince onun sevincini dünyadaki hiçbir şeye değişmezdim... Hatice A. / Çanakkale
---------------------------------------------------------
Ben 30 yaşında, kendisine bir kız çocuğu emanet edilmiş bir anneyim.. Bir akşam üstü çocuklarla balkondayız. Kapıda bir kargo aracı belirdi. İçim bir hoş oldu o an. "Kızım, bu bize geliyor!" dedim. Hakikaten de zil çalıyordu: "Hanımefendi, bir paketiniz var..." Heyecandan paketi zor açtım.. Gözlerime inanamadım birden!.. Eşimle teyze çocuklarıyız. Küçüklüğümde sadece yazları görüşürdük. 8 yaşındayken bir resim göndermiştim teyzemlere. Resimde ben 8, kardeşim 6, kızkardeşim de 3 yaşında.. Nereden, nasıl aklına geldi, hala hayret ediyorum.. Kızkardeşinden o resmi postalamasını istemiş iş adresine. Sonra bir fotoğrafçıda büyültüp çerçeveletmiş ve kargoya vermiş.. Beni 22 sene öncesine götürdü, o günleri yeniden yaşattı... Rumuz: Çınar Ağacı-
-----------------------------------------------
28 yaşındayım. Eşim Hasan Bey, çok mütevazı ve temiz kalpli bir insandır. Sadece bana, oğluna karşı değil, çevresine karşı da iyi davranmaya çalışır... Nişanlıyken bir gün beni sevdiğini, toprağın üstüne çiçeklerle yazmıştı. Bu benim için öyle büyük bir sürpriz olmuştu ki duygularımı inanın anlatamam. Ona sevgim binlerce kat fazlalaştı, Allahıma şükrüm daha ziyadeleşti.. Fatma Beydilli, Almanya
-------------------------------------------------
Eşimle evlenmek istediğimizi açıkladığımızda ailede epey tepkiler olmuştu. Daha sonra eşimi ve ailesini araştırıp soruşturduklarında babam hariç hiç kimse bu işe sesini çıkarmadı. Babam bana hiçbir şekilde sahip çıkmadı ve her geçen gün bizimle olan bağlarını da koparmaya başlamıştı. Babam evimize geldiğinde eşimin yüzüne bile bakmıyordu. Eşim bu süreçte bana o kadar destek oluyordu ki, hep sabırla karşılıyordu. Hiç sesini çıkarmadı onun sevdiği hoşlandığı şeylerle ona yaklaştı; ama nafile. Biz evlendikten ise sonra babamla eşimin arası çok iyi oldu. Eşim, babamla kötü olduğumuz süreçte benim bile babama laf söylememi istemiyordu. Onun için hiç kötü söz söylemedi ve sabrının sonucunu da çok güzel şekilde Rabbim nasip etti. Ve ben o günleri hatırladıkça eşime olan sevgi ve muhabbetim daha çok artıyor... Filiz Bayiz
-----------------------------------------------------------
Eşim bana karşı olan his ve duygularını söylemekte biraz çekingen davranır. Onun bu tavrının sevgisizliğinden ya da ilgisizliğinden kaynaklanmadığını biliyorum. Bana söylemekte zorlandığı hislerini yüzlerce insanın bulunduğu bir panel ortamında söylemesi karşısında çok tuhaf oldum.. Eşimle, Aile İçi İletişim konulu bir panele gitmiştik. Panelin ilerleyen bölümünde konuşmacının, Eşinde en çok hoşlandığı beş özelliği sayacak babayiğit aranıyor. sözü üzerine salona ani bir ölüm sessizliği çökmek üzereydi ki eşim ayağa fırlayıp bir solukta hoşlandığı özellikleri saydı.. Bu sözler üzerine şaşkınlık, mutluluk, sevinç, gurur, mahcubiyet... gibi birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Bu olay eşime karşı olan sevgimi, saygımı, inancımı, güvenimi ve hayranlığımı bin kat daha artırdı... B. Zuhre
-------------------------------------------------------
Ben 70 yaşındayım. Eşim ise 77. 1971 Kırkpınar ağası, 50 yıllık muhasebeci Doğan Görkeydir. 60 yıldır şiir yazar. Benim için yazdığı ve dizelerin ilk harfleri, benim adımı oluşturan şiirini size gönderiyorum: Mutluluğum Kalbimde senin sevgin, ellerimde ellerin Evimi yuva yapan, senin tatlı dillerin. Rüyada gibi geçti kırkbeş yıl bu dünyada İstediğim her şeyi buldum senin dünyanda. Mutluluk denizinde senle yüzdük el ele Aşkı birlikte tattık bûseden kadehlerle Neyle mutluysam hepsi senden bana hediye Allaha hep şükrettim seni yarattı diye. Keriman G. / Babaeski, Kırklareli
----------------------------------------------------------
Esim kısa bir süre memuriyeti ile ilgili kurs görmek üzere Ankara'ya gitti. Her akşam aynı vakitte Kocatepe Camii'nde beni cep telefonu ile arayıp hal-hatır sorduktan sonra okunan ezanı dinletti ve ardından bana övgü dolu sözler kalbimi fethetti.. Bin dua ve dileklerimle... Gülendam Ö. / Malatya
---------------------------------------------------------
Not: Hikayeler, Zaman Gazetesinin Ailem ekinden alinmistir...
13 yorum:
ehii ehii:) en kisa zamanda efenim :) ve tesekkur ediyorum:) vee bende beceremiyorum yazi icinde link vermeyi :p
Bacim, pardon ama, sen bizimlen dalga mi geciyon? Elin adami hanimina tavandan sarkan yildizlar, icinde sekerler cikolatalar sakli kat kat sandukalar, guller neyin hediye ediyor, sen de, sanki bizde bundan daha romantik anilar varmis gibi, bizi sobeliyon. Bacim etegimde tas olsa, ortaya dokecegime once gider bizim adamin basindan asagiya dokerdim, sen bana niye boyle seyler yapmiyon diye. Digerlerini bilmem ama ben oynamiyom yav, oynamiyom!!!
Ayse S./ Kanada
sefgili Firdevscim merakla bekliyorum :)
ehii ehii ye bakılırsa sende baya hikaye var galiba :)
maşaAllah maşaAllah :)
niye dalga geçiyim be bacım sizlerde de hikayeler vardır yaa.
Tozlu rafların tozunu bi alın bakalım altından kimbilir ne yıldızlar, ne güller, ne şekerlemeler çıkacak.
yaa yoksa yoksa sen bize annatmak mı istemiyon?
hı?
hadi hadi annattttt
Aysun'cum, bu hikayelerden bizim adama da bahsettim. O tavandan sarkan yildizlar hikayesini duydugunda kendini tutamadi ve "yuh artik, o hikayeyi gonderen Kayserili arkidisin beyinlen acilen gorusmem lazim" dedi:))
:)) ya yaşanmış şeyler bunlar. Adamlara imkansız gibi geliyor.
:))
tamam itiraf edeyim ben de de o kadar uçuk bi hikaye yok henüz. Ama umudum var. İleride olabilir ihtimalini sevdim ben :)
Tamam bacım yazıciim ben de.. Bizim hikaye kesin doğa temalı bişey olur yanlız.. Romantik değil, ormantiktir b,raz benim kocacığım :))
Yazı içinde link vermeyi de anlatayım uzun uzun, hem burada hem mailine.. Firdevs neyin de faydalansın buradan :P
Şimdi Yusuf uyuyor da tuş sesi olmasın diye kapatıyom tamam mı :))
merakla bekliyoruz doğa temalı ormantik hikayeleri :)
ççokk teşekkürler link olayı için :)
Yudu ya iyi uykular, tatlı rüyalar...
şisshhtt tuş sesi olmasın kapatıyorum ben dee..
Yav bacim, sen bizi mahvettin!
Dun aksam bizim adamin basinin etini yedim. Ben simdi nasil bakarim blogger arkidislerin yuzune dedim:(
Sonunda dusundum tasindim, hani su 1971 Kirkpinar agasi amca ve muhterem kerimeleri Keriman Hanim Teyze bizmis gibi davranmaya karar verdim. Malum yasimiz da tutuyor memleketimiz de. Eh artik yerse :))
Sen daha "doom günüsü" postu yazmadan ben gelip kutlamak istedim yeni yaşını..
İyi ki doğdun tatlı arkadaşım.. Hayırlı nice yaşlar..
NOT: Üzülme, aynı yaştayız.. Yanlız değilsin, birlikte yaşlanıyoruz :))
Sen daha "doom günüsü" postu yazmadan ben gelip kutlamak istedim yeni yaşını..
İyi ki doğdun tatlı arkadaşım.. Hayırlı nice yaşlar..
NOT: Üzülme, aynı yaştayız.. Yanlız değilsin, birlikte yaşlanıyoruz :))
Keriman Teyze'den ve sizden ozur diliyorum arkidisler. Zevce yerine kerime demisim kendisi icin. Mil pardon:(
Doğum gününz kutlu olsun, nice sağlıklı, mutlu yıllar dilerim...
Sevgiler...
Yorum Gönder